14 Mart 2024 tarihinde Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü tarafından 81 ile dağıtımı yapılan yazıda içeriğinde rafine sofra şekeri veya glikoz-fruktoz şurubu yerine; hurma, elma ve üzüm gibi meyveler ile meyve konsantreleri, nektar, şurup ya da öz bulunan ürünlerde “şeker ilavesiz” veya “ilave şeker içermez” beyanlarının “mevzuata aykırı” olduğu ifade ediliyor. Evet, yanlış okumadınız: İçinde ilave şeker yerine; doğal şeker kaynakları bulunan ürünleri tanımlayan temel unsurun mevzuata aykırı olduğu ve bu ifadelerin ambalajlardan kaldırılması yönünde bir talimat veriliyor. Bu talimata göre dünyanın birçok ülkesinde ve Avrupa’da yaygın olarak kullanılan “no added sugar” yani “ilave şeker içermez” beyanı yasaklanıyor. Bu beyan dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaygın olarak tüketilen katkısız barlar, meyve suları ve hatta bebek ek gıdalarında “ilave şekersiz” beyanı ürünü sağlıksız diğer ürünlerden ayırt edici önem taşıyor.

Bu kararla içeriğinde hiçbir ilave şeker veya tatlandırıcı madde bulunmamasına rağmen, sadece hurma, elma ya da üzümle tatlandırılmış, yüksek lif içeriğine sahip ve sağlığa zararı olmayan ürünler ile içeriğinde ilave şeker, tatlandırıcı, aroma verici ve birçok katkı maddesi sahip ürünler aynı kefeye konuyor. Dayanağı anlaşılamayan bu karar okunduğunda, içeriğinde yüksek oranlarda meyve veya meyve suyu konsantreleri bulunan, hurma, üzüm veya elma ile doğal şeker kaynakları içeren bebek ek gıdalarının bile olumsuz yönde etkileneceği anlaşılıyor. Avrupa Birliği kriterleri ile dünyaca kabul edilmiş bilimsel çerçevede içeriğinde meyve veya meuve suyu bulunan ve bu doğal şeker kaynaklarıyla tatlandırılan ürünlerin “şeker ilavesiz” olarak satışı mümkünken, Türkiye’de bu ifade dayanaksız şekilde kaldırılmış oluyor.
Bahsi geçen karara altlık olarak yazıda da ifade edildiği haliyle; Türk Gıda Kodeksi Gıda Katkı Maddeleri Yönetmeliği’nin 4. Maddesinde “Şeker ilavesiz gıda” tanımı yapılmaktadır. Bu tanıma göre şeker ilavesiz gıda; “herhangi bir monosakkarit veya disakkaritin ilave edilmediği gıdaları, monosakkarit veya disakkarit içeren ve tatlandırma özelliğinden dolayı kullanılan gıdaların ilave edilmediği gıdalar” olarak tanımlanmaktadır. Bunun yanında hurma, elma, üzüm vb meyve ile meyve konsantreleri “tatlandırma amaçlı kullanılan” bileşenler olarak tanımlanıyor. Bu madde Türk Gıda Kodeksi’ne diğer birçok madde gibi Avrupa’daki regülasyonlardan geliyor. Avrupa Birliği’nde de benzer şekilde “no added sugar” yani “ilave şekersiz” gıda tanımı ise; “May only be made where the product does not contain any added mono- or disaccharides or any other food used for its sweetening properties” şeklinde olup, bu anlaşılacağı üzere tatlandırıcı özelliği olan gıdalar ise “sweetening properties” olarak ifade ediliyor. Bu tanım bilimsel makalelerde incelendiğinde ise “Foods with sweetening properties, such as sugar and honey, are not additives and are excluded from the scope of official regulations.” ifadesi yer almakta olup, “bal ve doğal şeker içeren tatlandırıcı özelliği olan gıdaların katkı maddesi olmadığı ve resmi düzenleme kapsamı dışında tutulduğu” açıkça ifade ediliyor.

Dolayısıyla, bal ve doğal olarak şeker kaynağı olan ürünler bu kapsam dışındayken; baldan bir farkı olmayan, hatta içinde faydalı bileşenler ve lif içeren; hurma, elma, üzüm gibi bileşenlerin “tatlandırıcı özelliği olan gıda” sınıfına dahil edilmesi ne global regülasyonlarla ne de bilimsel kriterlerle uyumlu gözükmüyor. Avrupa’daki mevzuat düzenlemesi ile dünyadaki benzer regülasyonlarda yer bulduğu haliyle yaygın olarak kullanılan “no added sugar” yani “şeker ilavesiz” beyanının dayanaksız şekilde mevzuata aykırı kabul edilerek yasaklanmasının önüne geçileceğini, bu hatalı karardan dönüleceğini ümit ediyoruz.